Kayseri’nin neyi meşhur? Sorusunu yönelttiğiniz herkes eminiz ki pek çok yiyecek sayacaktır. Oldukça zengin bir mutfağa sahip olan Kayseri, lezzet tutkunlarını kendine bağlayacak birden çok meşhur lezzete ev sahipliği yapmaktadır. Yazımızda zengin Kayseri mutfağının en lezzetli yiyeceklerini sizin için derledik.
Yazı Başlıkları
Kayseri denilince ilk akla gelen yemek kesinlikle mantı oluyor. Bir kaşığa kırk adet mantının sığdığı eşsiz bir lezzet olan yemek dünyaca üne sahip desek yalan olmaz. Yoğurdu, sosu ve sumağı ile buluşan Kayseri mantısı parmak yedirten cinsten.
Kayseri’nin en meşhur lezzetlerinden biri olan pastırma oldukça büyük bir üne sahip. Çemeninin bile bir başka olduğu pastırmayı kesinlikle Kayseri’de tatmanızı öneriyoruz.
Börek çorbası da aslında bir mantı çeşidi ve Kayseri’de oldukça popüler. Kayseri mantısı gibi hazırlanan hamur sıvıyağ salça, haşlanmış mercimek ve baharatlı suda pişiriliyor. Pişerken üzerine biraz limon suyu gezdirilip ekşi olması sağlanıyor. Servis edilirken üzerine sarımsaklı yoğurt ve sumak dökülüyor.
Lezzeti kadar görüntüsü ile de bir şölen yaşatan pilav Kayseri’nin en güzel tatlarından biri. Kuş üzümü ve fıstık gibi kuruyemişler ile hazırlanan pilavın, tepside adeta bir kafes şeklinde yerleştirilmiş hamurların üzerine dökülmesi ve pirincin üstününde hamurlar ile kapatılarak pişirilmesi ile hazırlanıyor. Görüntüsü gözlere lezzeti dillere şenlik olan bu pilavı yolunuz Kayseri’ye düşerse kesinlikle denemelisiniz.
Tat olarak hem sucuğa hem de köfteye benzeyen bu yöresel lezzet Kayseri’de oldukça meşhurdur. Kıymanın içine çemen ve baharat eklenmesi ve uzun süreler yoğrulması ile hazırlanan bu yiyecek köz ateşinde bir başka lezzetli oluyor.
Kayseri’nin neyi meşhur? Sorusunun mantıdan sonra gelen cevabı yağlamadır. Kayseri yağlaması denildiğinde gözler açılır, karınlar acıkır. Görsel olarak lahmacuna benzeyen yağlama, ince açılmış hamurların üzerine hafif sulu hazırlanan kıyma sosunun dökülmesi ve üst üste dizilmesi ile hazırlanır. Bu güzel lezzet hafif sarımsaklı yoğurt ile taçlandırıldığında yemede yanında yat tabirini karşılamaktadır.
Kayseri’nin en meşhur et yemeklerinden biri Pöç Kebabıdır. Sığırın kuyruk kısmından alınan et soğan ve sarımsak ile harmanlanarak pişirilir. Yanında beyaz pirinç pilavı ile servis edilen yemeğin oldukça şifalı olduğuna inanılır.
Kayseri’nin Talas ilçesinin yöresel yemeği olan bu lezzet asma yaprağının, rendelenerek pişirilmiş ayva ve pirinç ile doldurulması ile hazırlanmaktadır. Piştikten sonra üzerine tahin dökülerek servis edilen yemek değişik tatları denemeyi seven kişiler için en güzel alternatiflerden biridir.
Kayseri’de özellikle kış aylarında tüketilen bu tatlı şehrin en meşhur tatlıları arasında yer almaktadır. Kadayıfların ince ince kesilmesinden sonra üzerine toz fıstık serpilmesi ve tereyağı ile pişirildikten sonra şerbetlenmesiyle hazırlanmaktadır.
Uçsuz bucaksız bir yemek kültürü olan Kayseri’nin diğer meşhur yiyecekleri ise şöyledir;
Birçok medeniyete ev sahipliği yapmış Kayseri, gezilecek yerler bakımından özellikle tarihi yapıları ile dikkat çekici bir konumdadır. İç Anadolu’nun sanayi ve kültür açısından en gelişmiş şehirleri arasındaki Kayseri, aynı zamanda Türkiye’nin de en köklü tarihe sahip yerleşim yerlerinden biridir.
Milattan önce 5000 yılına kadar dayanan bir geçmişe sahip olduğu bilinen Kayseri’nin, tarih boyunca önemli medeniyetlere ev sahipliği yapması farklı kültürlerin izlerini taşınmasına neden olmaktadır.
Selçuklu hükümdarı ı. Alaaddin Keykubat’ın eşinin talimat vermesi neticesinde yapılan Hunat Hatun Külliyesi ve Camii, günümüze kadar ayakta kalmayı başarmış önemli yapılardan biridir. Külliye farklı yapılardan oluşmuş olsa da günümüze kadar sadece hamam, cami ve medrese sağlam bir şekilde gelmiştir.
Bu üç yapıda halen insanlara hizmet vermeye devam etmektedir. Medrese içerisinde Türk İslam sanatlarının icra edildiği atölyeler hizmet verirken, camide ibadete açıktır. 1238 yılında yaptırılan külliye, görülmeye değer Selçuklu süslemeleri ile donatılmıştır.
Külliyenin camisi Kayseri’nin en büyük camilerinden biri olurken, Selçuklunun da şehirde yaptırmış olduğu en önemli ibadethane konumundadır.
İstiklal Savaşı’nda unutulmayacak duygusal anlarını tarihe yazdıran Kayseri Lisesi, bina olarak 1904 yılında neo klasik mimarlık usulüne göre yapılmıştır. Kayseri Lisesi’nin en önemli özelliği Milli Mücadelede son sınıf öğrencilerinin tamamının gönüllü olarak savaşa katılması ve hepsinin şehit olmasıdır.
Son sınıf öğrencilerinin şehit olması nedeniyle o dönem hiç mezun veremeyen Kayseri Lisesi, uzun bir dönem Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı olarak hizmet vermeye devam etmiştir. Diğer taraftan bu lisede Abdullah Gül ve Turgut Özal gibi önemli siyasetçiler lise eğitimini tamamlamıştır. 2010 yılında yapılan çalışmalar sonrasında lise binası restore edilerek, Kayseri Lisesi Milli Mücadele Müzesi adıyla turizme kazandırılmıştır. Müze içerisinde sıralarda oturan balmumu öğrenci heykelleri ve Milli Mücadele dönemine ait çeşitli eserler yer almaktadır.
Danişmentliler tarafından yapılan Gülük Camii, Gevher Nesibe Tıp Tarihi Müzesi’nin hemen yanında Mimar Sinan parkı içerisinde bulunmaktadır. Caminin hangi tarihte yapıldığına dair kesin bir bilgi olmamakla birlikte, sonradan yer verilen kitabeye göre 1211 yılında tamirat gördüğü bilinmektedir.
Kayseri gezilecek yerler listesinde önemli Selçuklu eserlerinden biri olan Gevher Nesibe Tıp Tarihi Müzesi, 1206 yılında Selçuklu hükümdarının kız kardeşi Gevher Nesibe’nin vasiyeti üzerine yapılmıştır. O dönem ölüm döşeğinde olan Gevher Nesibe ağabeyinden bir şifahane yaptırmasını ve bu şifahanenin insanlığa hizmet etmesini istemiştir.
Amansız bir hastalığa yakalanması nedeniyle bu talepte bulunan sultan Gevher Nesibe’nin ölümünden sonra ağabeyi I. Gıyaseddin Keyhüsrev, kız kardeşinin isteğini yerine getirerek Gevher Nesibe şifahanesi yaptırır.
Selçuklu döneminde çeşitli hastalıkların tedavi edildiği ve hastalıklara şifa arandığı bir merkez olarak dikkat çeken yapı, günümüzde tıp tarihi müzesi olarak hizmet vermektedir. Müze içerisinde geçmişten günümüze kullanılan birçok tıbbi araç ve gereç sergilenmektedir.
Selçuklular döneminde çeşitli eklemelerin yapıldığı Kayseri Kalesi, aslen 300. Yılın başlarında roma döneminde yapılmıştır. Cumhuriyet Meydanı’nda bulunan tarihi kalenin dönem içerisinde farklı medeniyetlere ev sahipliği yapması nedeniyle, bu medeniyetlerin izlerini taşıdığı görülmektedir.
Bir dönem Bizans hâkimiyetinde kalan Kayseri Kalesi sonrasında ise Karamanoğulları, Osmanoğulları, Selçuklu ve Osmanlı gibi farklı yönetimlerin eline geçmiştir. İç kale surları sağlıklı bir şekilde günümüze kadar gelirken, ok burcu ve yoğun burcu gibi dış kale surları için aynı şeyi söylemek mümkün değildir. Dış kale surları şehir meydanı yakınlarında bulunurken, bu surların bir kısmının yıkıldığı görülmektedir.
Kalenin önünde ve çevresinde bulunan diğer tarihi yapılar, Kayseri Cumhuriyet Meydanı için açık hava müzesi niteliği taşımaktadır. 2007 yılında başlayan tadilat çalışmaları ile birlikte yaklaşık 5 yıl kapsamlı bir çalışma yapılmıştır. Bu çalışmanın ardından kale içerisinde müze sergi salonları, kafe ve restoran gibi farklı sosyal tesisler aslına uygun şekilde inşa edilmiştir. Uzun bir dönem çeşitli eşyaların satıldığı baraka tipi dükkânlara ev sahipliği yapan Kayseri Kalesi, günümüze daha modern bir görüntüye kavuşarak şehrin sosyal yapısına katkı sunmaya başlamıştır.
Yahyalı ilçesinde bulunan Kapuzbaşı Şelaleleri, ilçe merkezinden 60 kilometre uzaklıktadır. Kayseri il merkezinden ise 150 kilometrelik mesafede yer alan şelaleler, ilginç yapısı ile Kayseri gezilecek yerler arasında yer alır.
Dünyadaki en yüksek ikinci şelale olma özelliğini taşıyan Kapuzbaşı Şelaleleri, 700 metrelik rakamı ile de yine alanında sayılı doğal güzelliklerden biridir. Toplamda 7 şelalenin bulunduğu Kapuzbaşı Şelalelerinden 2 tanesi büyük olup, geriye kalan 5 şelale ise küçüktür.
Yan yana akması nedeniyle eşsiz bir doğa görüntüsü sunan şelaleler, sadece yerli turistlerin değil yabancı turistlerin de ziyaret ettikleri yerler arasındadır. Kayseri’nin en önemli doğal güzellikleri arasında yer alan Kapuzbaşı Şelalelerinin bir diğer özelliği ise, suyun kayaların içerisinden çıkarak akmasıdır.
Hemen Kayseri Kalesi’nin önünde bulunan Kayseri saat kulesi, Abdülhamit han zamanında 1906 yılında inşa edilmiştir. Saat kulesini şehrin önemli ustalarından olan Tavlusunlu Salih Usta yapmıştır. Cumhuriyet döneminde Atatürk’ün Kayseri’ye geldiğinde halka hitap ettiği saat kulesinin hemen yanına ise, Atatürk’ün şahlanmış at üzerinde heykeli yapılmıştır.
Heykelin Erciyes Dağını göstermesi ve Cumhuriyet Meydanında Kayseri Kalesi’nin hemen önünde yer alması, şehir merkezine ayrı bir hava katmaktadır. Zaman içerisinde asfalt yolun yükselmesi ile zemini alçakta kalan saat kulesinin altında, küçük bir dükkân bulunmaktadır.
Tarihsel dokuya yolculuk yapmak için Kayseri gezilecek yerler listenizde, Yeşilhisar ilçesinde bulunan Erdemli Harabelerine yer verebilirsiniz. Her ne kadar şehir merkezinden 69 kilometre uzaklıkta olsa da, bu harabeler tarihi dokusu ile bu mesafeyi gitmeye değer niteliktedir.
Harabelerin içerisinde bulunduğu vadide toplamda 11 kilise yer almaktadır. Yüksek tarihi nitelik taşıyan bu kiliseler dışında kaya mezarları ve manastırlar gibi farklı tarihsel dokuları Erdemli Harabeleri içerisinde bulabilirsiniz.